Aşırılığın Tapınıldığı Bir Dünyada Zenginliğin Yeniden Tanımlanması
Ne Kadar Para Yeter? Cidden, Ne Yapıyoruz Biz?
Son zamanlarda para üzerine çok düşünüyorum. Deli gibi zengin olduğumdan değil (sürpriz: değilim), ama her haber açtığımda Elon Musk gibi birinin milyar dolarları sağa sola savurduğunu görüyorum. Sosyal medya platformları satın alıyor, uzaya roket yolluyor ya da bir haftada 20 milyar dolar kaybedip hâlâ dünyanın en zenginlerinden biri olmayı başarıyor. Ve ben sürekli düşünüyorum: Ne kadar para yeter?
Ve bunu gerçekten soruyorum. Nedir o rakam? Hani sabah uyanıp banka hesabına bakıp “Tamam ya, benden bu kadar. Artık biraz dinleneyim, belki insanlara da yardım ederim” diyeceğin seviye neresi?
Görünüşe bakılırsa o sayı yok.
Zenginler Kulübü: Kimsenin Katılamadığı Oyun
Şu aklımı alıyor: Bir insanın hayatı boyunca harcayamayacağı kadar parası olabilir mi? Denesen bile başaramazsın. Malikâneleri, arabaları, yatları, mantar şeklinde özel denizaltıları al — hiçbir şey değişmez. Ama yine de toplamaya devam ediyorlar.
Çünkü o noktada iş para değil. Güç. Parmağını şıklatıp şirketleri, hatta sektörleri oynatabilmek. Haberlere yön verebilmek. Dokunulmaz olmak.
Ve en kötü kısmı? Biz de bunları izleyip alkışlıyoruz. “Vizyoner” diyoruz, “dahi” diyoruz, sanki hepsi Iron Man. Halbuki çoğu, dünyadaki milyonlarca problemi çözebilecek serveti biriktirip sonra da uzaya gitmeye karar veren insanlar.
Mutluluk Yalanı
Eski bir araştırma var, der ki yıllık gelir 75 bin dolar civarını geçince (tabii yaşadığın yere göre değişir) fazladan para seni daha mutlu yapmıyor. Evet, faturaları düşünmeden yaşamak güzel, tatile çıkmak, iyi kahve içebilmek, arabaya bir şey olunca strese girmemek iyi. Ama sonrası? Sadece ekranda rakam büyütmek.
Bu milyarderler mutluluğun peşinde değil. Skor tabelesinin peşindeler. Ve işin kötüsü, bu oyunda bitiş çizgisi yok.
Açgözlülük İyi Değil, Yorucu
“Greed is good” diye bir laf var ya o meşhur Wall Street filminde? 80’lerde belki havalıydı. Ama 2025’te sadece komik. Açgözlülük dünyayı mahvetti, ekonomiyi çarpıttı, demokrasileri zehirledi ve bizi şu hale getirdi: 5 adam, dünyanın yarısından fazla serveti kontrol ediyor.
Arada bir bağış yapıyorlar, işte bir hastaneye isimlerini yazdırıyorlar ya da yeni bir yapay zekâ projesine yatırım yapıp “iklim değişikliğini çözeceğiz” diyorlar (bu arada dünyayı kirleten sektörlerden kâr elde etmeye devam ediyorlar). Ama dürüst olalım — bu adamlar isterse yarın açlığı bitirebilir, temiz su problemini çözebilir, sağlık borçlarını silebilir.
Ama yapmıyorlar.
Çünkü açgözlülük ihtiyaçla ilgili değil. Hiçbir zaman doymamakla ilgili.
Peki, Ne Kadar Yeter?
Senin için sayı nedir bilmiyorum. Ama benim için; rahat yaşamak, faturaları düşünmeden ay sonunu getirmek, arkadaşlarla yemeğe çıkınca hesabı bölüşmeye korkmamak, biri zor durumdaysa destek olabilmek.
Eğer bir şekilde fazlasına sahip olursam da… Dünyanın yanışını izleyip para dağının üstünde oturan kötü karikatür tiplemelerden biri olmak istemem.
Belki safım. Ya da belki bize yıllardır milyarder hikâyesi öyle güzel satıldı ki, yeter kelimesinin ne demek olduğunu unuttuk.